Demiryolu taşımacılığının gelişim yolunda karşılaştığı altyapı zorlukları

>

>

Demiryolu taşımacılığının gelişim yolunda karşılaştığı altyapı zorlukları

Demiryolu Altyapısındaki Zorluklar ve Gelişimin Yol Haritası

Paslı raylar, bekleyen trenler; DotOne Rail, cesur ve çevik kalkınmanın itici gücü

Demiryolu altyapısında dönüşüm bir slogan değil, mutlak bir gerekliliktir. Bu dönüşüm yalnızca cesaret, akıllı kararlar, devlet ile özel sektör arasındaki etkin iş birliği ve bürokratik, zaman alıcı süreçlerden kaçınılmasıyla mümkün olabilir. Çünkü demiryolu taşımacılığına yapılacak yatırımlar yalnızca hatların ve istasyonların geliştirilmesinden ibaret değildir; aynı zamanda ekonomik verimliliği artıran ve sürdürülebilir ulaşıma geçişte anahtardır.

Bu bağlamda, İran İslam Cumhuriyeti Demiryolları, stratejik planlamalar yaparak ve özel yatırımcıları destekleyerek sadece taşıma maliyetlerini ve çevre kirliliğini azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda özel sektörle birlikte ülkenin farklı bölgelerinde dengeli ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlayabilir.

Ancak, ülkenin bazı bölgelerindeki demiryolu altyapısının durumu, temel problemleri gözler önüne sermektedir. Yıllardır yatırım ve yenilikten mahrum kalmış hatlar, eksik imkânlar sebebiyle geri hizmete dönemeyen vagonlar ve lokomotifler ve vaatler arasında sıkışıp kalmış projeler, özel sektöre olan güvensizlik ve mali kaynak eksikliği nedeniyle ilerleme gösterememektedir.

Bu nedenle, ekonomik kalkınmanın en etkili araçlarından biri olarak kabul edilen demiryolu taşımacılığı, ülkede hâlâ yetersiz altyapı, yatırım eksikliği ve operasyonel sorunlarla boğuşmaktadır. Asıl soru şudur: Demiryolu kalkınmasının trenini kim ileriye taşıyacak?

 

Küresel Tecrübe, Yerel Büyümenin Pusulası

Demiryolu taşımacılığı uzun süredir ülkelerin ekonomik damarlarından biri olarak kabul edilmektedir. Dünya çapında edinilen deneyimler, kamu ve özel sektör iş birliğinin yalnızca yatırım ve teknoloji kazandırmakla kalmadığını, aynı zamanda geleceğin ihtiyaçlarına cevap verebilecek esnek altyapıların kurulmasına da zemin hazırladığını göstermektedir. Bu bağlamda, kararlı kararlar almak ve geleneksel kalıpları aşarak pratik adımlara odaklanmak, sürdürülebilir ve etkili bir demiryolu ağına ulaşmanın anahtarıdır.

Ülkemizde ise geçmişten kalma, pas tutmuş ve sessizliğe gömülmüş raylar hâlâ ufukta uzanmaktadır; yıllardır göz ardı edilen bu raylar, yatırım beklemekte ve kaderine terk edilmiş durumdadır. Bu yıpranmış altyapı sadece ilerlemeyi yavaşlatmamakta, aynı zamanda ekonomik fırsatları ve sürdürülebilir ulaşımı da elden kaçırmaktadır.

Ancak akıllıca yatırımlar ve kamu-özel iş birliği, bu ağı canlandırabilir. Bu canlanma, cesaret ister. Artık bekleme zamanı değil, harekete geçme zamanıdır.

 

Demiryolu Sanayisinin Aşınmışlığı: Hem Zorluk Hem Fırsat

Yukarıda da belirtildiği gibi, demiryolu hatlarının ve araçlarının büyük kısmı yıpranmış durumdadır. Bu durum, bakım maliyetlerini artırırken, hız ve güvenliği azaltmaktadır. Kimileri altyapı ve araçların yenilenmesini savunurken, bazıları da yeni yatırım modelleriyle özel sektörün daha etkin rol alabileceğini ve bu yavaş ilerleyişe ivme kazandırabileceğini düşünmektedir. Ancak mevcut politikalar, özel yatırımları cezbetmek için uygun bir ortam sunmakta mıdır? Ne yazık ki yanıt hâlâ olumsuzdur. Her ne kadar son dönemde özel sektörün önemi daha çok vurgulansa da, henüz yeterli adım atılmış değildir.

 

Özel Sektör Yatırımı: Gelişimin Kayıp Halkası 

Demiryolu projelerinin durmasının başlıca nedenlerinden biri sürdürülebilir mali kaynak eksikliğidir. Teşvik edici politikaların yetersizliği, uzun süren izin süreçleri ve karmaşık bürokratik engeller, birçok projenin sadece kâğıt üzerinde kalmasına neden olmuştur. Oysa gelişmiş ülkeler, kamu-özel ortaklık modelleriyle bu engelleri aşmıştır. Bu model, İran'da ise henüz başlangıç aşamasındadır.

 

Geleceğin Kalkınma Trenini Kim İtecek?

Görüldüğü üzere, demiryolu kalkınması için politika yapıcıların yaklaşımını değiştirmesi, devlet ve özel sektör arasındaki samimi iş birliğinin kurulması ve yaratıcı finansman çözümlerinin geliştirilmesi şarttır. Örneğin; özel sektörle kurulacak demiryolu yatırım fonları, yatırım teşvik yasalarının revize edilmesi ve uluslararası iş birliklerinin artırılması, bu sektörde kalkınmayı mümkün kılabilir.

Bu arada, İran halkının artan ihtiyacına rağmen, yük ve yolcu trenleri hâlâ harekete geçmeyi bekliyor. Bu gecikme, sektörü durgunluktan kurtaracak çevik adımlar gerektiriyor.

 

Raylarda Yatırım: Vaatten Eyleme

DotOne Rail’den Öncü Atılım: Özel Sektörün En Büyük Yatırımı

DotOne Rail sadece yeni araçların tedarikinde rol oynamakla kalmamış, aynı zamanda 713 milyon dolarlık döviz yatırımıyla 300 adet dizel motorlu tren seti (DMU), 50 lokomotif ve 600 tank vagonunun üretimi için adım atmıştır. Bu yatırım, dışa bağımlılığı azaltma ve demiryolu taşımacılığının kapasitesini artırma konusundaki kararlılığı açıkça ortaya koymaktadır.

Bu çaba, İran liderliğinin 6. Kalkınma Planı'nın 25. maddesinde yer alan demiryolu taşımacılığının, özellikle yük taşımacılığı alanında, bölgesel ve uluslararası koridorlarla entegrasyon hedefiyle de uyumludur. DotOne Rail, kamu-özel ortaklık modelleri ve modern teknolojilerle bu kalkınma vizyonuna katkı sağlamaktadır.

DotOne Değer Yaratma Grubu’nun bir parçası olan bu şirket, İran Demiryolları ve diğer paydaşlarla birlikte yalnızca araç filosunu genişletmekle kalmayıp, aynı zamanda yakıt tüketimini optimize ederek ve verimliliği artırarak stratejik bir rol üstlenmiştir. Gerçekten de, demiryolu kalkınma treninin güçlü bir itici güce ihtiyaç duyduğu bu dönemde, DotOne Rail yatırım, yenilik ve gelişme vizyonuyla ilk adımları atmıştır.

 

Demiryolu Sektörünün Hak Ettiği Yere Ulaşması İçin Gerekenler

Bu hedefe ulaşmak; hedefe yönelik yatırım, teknolojik yenilik ve destekleyici politikaların birleşimini gerektirir. Modern altyapıların geliştirilmesi, mevcut hatların yeniden inşası ve verimliliği artıracak akıllı ve hızlı demiryolu ağlarının kurulması bu hedefe katkı sağlar.

En önemlisi, kamu ve özel sektör arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesidir. Çünkü sürdürülebilir büyüme, özel sektörün aktif katılımı ve yenilikçi yaklaşımlarıyla mümkündür. Teşvik edici mekanizmaların geliştirilmesi ve bürokratik engellerin kaldırılması da yatırım çekiciliğini artıracaktır.

Ayrıca, demiryolu ağının dijitalleşmesi, veri kullanımı ve bakım süreçlerinin otomasyonu, hem maliyetleri azaltacak hem de etkinliği artıracaktır.

Bugünün çevresel hassasiyetleri doğrultusunda, temiz enerji kaynaklarına dayalı yeşil demiryolu taşımacılığına geçiş, yalnızca çevreyi korumakla kalmayacak, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma için uluslararası desteği de artıracaktır. Bu da sermayeye sahip özel sektörün gerçekleştirebileceği bir dönüşümdür. Sonuç olarak, dinamik ve rekabetçi bir demiryolu sektörü için, çevik ve cesur kararlar, akılcı yatırımlar ve söylemin ötesine geçen eylemler gereklidir. Artık geleceğe yol alma zamanı gelmiştir.